Aslında karantina dışında dahi her zaman hayatımızda olması gereken sırları bize açıkladı. Ne dersiniz?
Keyifle okumanız ve faydalanmanız dileğiyle.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column offset=”vc_hidden-xs”][vc_empty_space height=”16px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column width=”1/2″][vc_single_image image=”7393″ img_size=”full” add_caption=”yes” alignment=”center”][/vc_column][vc_column width=”1/2″ css=”.vc_custom_1588187363998{margin-top: 20px !important;}”][vc_column_text]
“Rutinler karanlık bir odaya tutulan fener gibidir. Kendinizi güvende ve rahatlamış hissedersiniz.”
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column offset=”vc_hidden-xs”][vc_empty_space height=”16px”][/vc_column][/vc_row][vc_row content_placement=”middle”][vc_column][vc_custom_heading text=”Karantina Döneminde İlişkiler” font_container=”tag:h2|text_align:center|color:%23000000″ google_fonts=”font_family:Cabin%3Aregular%2Citalic%2C500%2C500italic%2C600%2C600italic%2C700%2C700italic|font_style:400%20regular%3A400%3Anormal”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column offset=”vc_hidden-xs”][vc_empty_space height=”16px”][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]Yaşanan pandemi süreci ve bu sürece bağlı değişimler kişiler üzerinde olduğu kadar ilişkiler üzerinde de olumsuz etkilere sahip olabilmektedir. En önemli sorun rutinlerimizin bozulmasıdır. Burada hem bireysel rutinlerden hem de ilişkiye dair ortak rutinlerden bahsediyorum. Yani birey olarak her gün gittiğim bir işim, yaptığım bir spor ya da çalışmasam da evde oturttuğum biz düzenim vardı. Ancak bu karantina sürecinde bütün bu rutinler sekteye uğradı.Aynı şekilde çift olarak haftada bir dışarıda yemeğe çıkmak, sinemaya/tiyatroya/konsere gitmek, sahilde bisiklet sürmek gibi rutinlerimiz vardı ancak şu an bunların hiç biri yok!
RUTİNLER NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Çünkü rutinler karanlık bir odaya tutulan fener gibidir: Nerede ne var, nereye bakacaksınız, ne yapacaksınız bunu kestirebilmenizi sağlar ve dolayısıyla sizi güvende ve rahatlamış hissettirir. Rutinler varsa belirlenmiş bir düzen vardır. Ancak rutin yoksa belirsizlik var demektir ki belirsizlik demek yoğun kaygı demektir. O yüzden mümkün olduğu kadar rutinlerin devam ettirilmesi son derece önemlidir ve sağlıklı kalmamıza yardımcıdır.
KARANTİNA DÖNEMİNDE MUTLU İLİŞKİLER İÇİN BAZI ÖNERİLER
- Öncelikle şunu söylemeliyim ki son derece zorlayıcı ve olağanüstü bir dönemden geçiyoruz ve bu dönemde verdiğimiz tepkiler de aslında olağanüstü durumlara verdiğimiz OLAĞAN tepkiler! Bu zorlanmaları ve verdiğiniz tepkileri kabul edin.
- Duyguda kalabilmeyi öğrenin. Duygunun nereden kaynaklandığını ve ne anlatmak istediğini fark edebilirseniz ve bunu da ifade edip paylaşabilirseniz süreç her iki taraf için de çok daha yönetilebilir olacaktır. Partnerlerden biri yoğun kaygı, endişe, panik hali içindeyken, diğeri çaresizlik, karamsarlık, umutsuzluk ya da öfke hissediyor olabilir. Burada önemli olan karşıdakini duygusu yüzünden yargılamadan, eleştirmeden dinlemek ve anlamaya çalışmaktır.
- Karşınızdakinin duygusunu aynalayın. Öneride bulunmak, tavsiye vermek, öyle hissetme böyle hisset, öyle düşünme böyle düşün demek hiçbir işe yaramayacağı gibi partnerin anlaşılmadığını düşünmesine ve kendisini yalnız, depresif ve öfkeli hissetmesine neden olabilir. “Bugün işe gitmek için toplu taşıma kullandın, gerilmiş ve endişelenmiş olman çok anlaşılır” diyebilmek karşımızdaki için tüm önerilerden çok daha anlamlı ve faydalı olacaktır. Çünkü kişi burada kendisini anlaşılmış ve dolayısıyla güvende hissedecektir.
- Partnerlerin farklı hissetmesi değil, farklı olana saygı duymamaları ciddi bir problem yaratır. Biri sürecin olumlu taraflarına odaklanmaya ve kendisini motive etmeye çalışabilir ve daha umutlu, enerjik hissedebilir. Böyle hisseden partnere diğerinin “neden bu kadar pozitifsin”, ya da “sen de ne kadar rahatsın, hiçbir şey umrunda değil” gibi eleştirel ve yargılayıcı bakışı çift ilişkisini olumsuz yönde etkiler. Burada yapılması gereken “duygularını ve çabanı anlıyorum ancak ben kendimi mutsuz ve kaygılı hissediyorum” diyerek hem karşı tarafın duygusunu anlamak hem de kendi duygumuzu ifade etmek olacaktır.
- Her gün mutlaka sohbet edin. (göz göze, diz dize, telefon/tablet/tv kapatılarak veya sessize alınarak) Sohbet içeriğiniz hem pandemi süreciyle ilgili hem de ilişkiyle ilgili konular olsun (neler hissediyorsunuz, neler değişti, neler aynı kaldı ya da nelerin değişmesini istiyorsunuz gibi)
- Ben dili kullanın (öfkeli ya da gergin olduğunuz zamanlarda, alışana kadar derin bir nefes alın ve “ben” diye başlayın gerisini getirmek daha kolay olacaktır. Örneğin “Ben etrafa fırlatılmış çoraplar gördüğümde çok öfkeleniyorum ve bunları toplamak istemiyorum. Lütfen çoraplarını kirli sepetine at!” Duygunuzu ve neyi isteyip neyi istemediğinizi açık ve net bir ifadeyle dile getirmek, “yine çoraplarını ortalığa fırlatmışsın, bıktım artık, neden hiçbir şey yapmıyorsun” demekten çok daha faydalı ve yapıcıdır.
- Ne söylediğinizden çok nasıl söylediğinize ve mimiklerinize dikkat edin! Tehdit, eleştiri, yargılama, hüküm verme, suçlama, savunma, aşağılama, küçümseme, yok sayma gibi mayınlardan uzak durun!
- Karşınızdakinin duygu ve düşüncesini değiştirmeye değil anlamaya odaklanın. Bu süreçte istediğimiz en önemli şey anlaşılmak ve güvende hissetmek.
- Rutinlerinizi mümkün olduğu kadar karantinaya uyarlayarak devam ettirmeye çalışın: Sinema gecesi düzenleyip mısır patlatmak, arkadaşlarla zoom üzerinden sohbet etmek, canlı yayın konserleri dinlemek, video izleyerek egzersiz yapmak gibi…
- Kişisel alanınızı koruyun ve karşınızdakinin alanına da saygı duyun. Gün içerisinde kendinize ayıracağınız ve sadece kendi istediğiniz şekilde değerlendireceğiniz vakitler olsun: Hobilerinizle ilgilenmek, kitap okumak ya da uzanıp tavanı izlemek ve hiçbir şey yapmamak da buna dahil!
- Yeni hayatınız ve değişimlerinizle ilgili mutlaka ortak kararlar alın ve düzenlemeler yapın. Örneğin evde önceden temizlik için yardımcı alıyordunuz ama şu an temizliği ortak yapacaksınız diyelim, bu durumda evi kim süpürecek, kim silecek ya da önceden dışarıdan yiyordunuz ama artık evdesiniz, yemeği kim yapacak, çocukların banyosunu kim yaptıracak, kim yatıracak bütün bunları belirleyin ve madde madde yazın, imzalayın. Aksi halde “bu senin sorumluluğun”, “bunu neden ben yapıyorum ki”, “hayır sen yap” gibi gereksiz ve yorucu tartışmalar yaşamanız kaçınılmazdır.
- İyi bir takım olmaya çalışın, iyi bir takımda kimin gol attığı değil, takımın nasıl oynadığı, maçı nasıl yönettiği önemlidir. Bireysel olarak kendini öne çıkarmak isteyen oyuncu, takımının kaybetmesine neden olur.
- Birbirinizi iyi tanıyın ve buna göre davranın, olmasını istediğinize göre değil! Meyveli pasta seven partnerinize doğum gününde, sırf siz çikolatalı pasta sevdiğiniz için gidip de çikolatalı pasta alırsanız partneriniz tabii ki memnun olmayacaktır. Sonrasında “ama ben seni düşünüp, pasta aldım” demeniz hiçbir anlam taşımaz.
- Bir sorun yaşadığınızda, “tamam, sorun yok, biz bunu halledebiliriz, biraz gerildik ya da yanlış anladık” deyip sarılın ya da dokunun birbirinize, sevginizi ve bağlılığınızı hatırlayın önce ve sonrasında problemi çözün. Sakinleşmekte zorluk çekerseniz ve öfkenizi kontrol edemeyeceğinizi düşünüyorsanız mola isteyin, 20 dakika ya da yarım saat sonra tekrar bir araya gelip sorunu çözmek üzere konuşun. Bu süreçte ayrı kalmak, balkona çıkıp hava almak, müzik dinlemek, meditasyon yapmak ya da nefes egzersizleri yapmak sizi sakinleştirecektir. Sakinleştik madem boşverelim tekrar açmayalım konuyu demeyin ve mutlaka konuşup çözüme ulaştırın.
- Sık sık birbirinize sarılın ve böylece mutluluk hormonu salgılanmasını arttırın.
- Büyük kararlar almaktan kaçının (ayrılma, boşanma, taşınma, iş değiştirme gibi gibi)
Hastalık korkusunun yanında kesinlikle ilişkilerde de çok zorlandığımız bir dönem. Kesinlikle bu tavsiyelere katılıyorum. Herkesin kendine ait bir alan oluşturması gereken bir dönemden geçiyoruz.